MSGSÜ FİZİK

Seminerler

Subcritical Transition to Turbulence: Recent Developments and the Modern Understanding

Nazmi Burak Budanur

Institute of Science and Technology Austria

Abstract: Turbulence in shear flows can take place in the absence of a linear instability of the base (laminar) flow. The nature of this transition remained a mystery for more than a century since the pioneering experiments of Osborne Reynolds. In the past three decades, this problem enjoyed several significant developments following the introduction of new ideas from the theories of nonequilibrium phase transitions and dynamical systems. In our current understanding, spatially-localized chaotic solutions of Navier-Stokes equations that govern the fluid motion emerge from finite-amplitude time-invariant solutions, which themselves appear in saddle-node bifurcations without a connection to the laminar flow. As the control parameter, the Reynolds number, of the system is increased the spatiotemporal dynamics of these chaotic spots lead to the sustenance of the turbulence and this transition falls into the directed percolation universality class. I will begin my talk with a historical overview of the transition problem and summarize the key recent developments. In the second half of the talk, I will present our recent analysis of the numerical solutions of pipe flow and how the geometry of state space ensures the presence of chaotic transients with a fractal basin boundary.

Yer : MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih : 31 Mayıs 2018 Perşembe, 15.00


Exotic Massive 3D Gravity

Mehmet Özkan

Physics Engineering Department, Istanbul Technical University

Abstract: The linearized equations of “New Massive Gravity” propagate a parity doublet of massive spin-2 modes in 3D Minkowski spacetime, but a different non-linear extension is made possible by “third-way” consistency. The new equations can be derived from a “Chern-Simons-like” action, as for other 3D massive gravity models, but the new theory is “exotic”: its action is parity odd. This “Exotic Massive Gravity” is the next-to-simplest case in an infinite sequence of third-way consistent 3D massive gravity theories, the simplest being the “Minimal Massive Gravity” alternative to “Topological Massive Gravity”.

Yer : MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih : 24 Mayıs 2018 Perşembe, 15.00

Gravitational Wave Astronomy

Kai Schwenzer

Istanbul University, Department of Astronomy and Space Science

Abstract: The recent observation of the first neutron star merger, both across the electromagnetic spectrum and in gravitational waves, heralds the era of gravitational wave astronomy. Inferring the properties of dense matter is one of the most exciting applications of this emerging area of science. I will discuss what we could learn from gravitational wave observations of transient binary neutron star mergers and continuous compact sources, as well as how multi-messenger observations can help to probe the microphysics in the opaque interior. Moreover, I will show how present data can already constrain properties of dense strongly-interacting matter.

Yer: MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih: 17 Mayıs 2018 Perşembe, 15.00


Düzensiz Sistemlerde Topolojik Faz Geçişleri: Taşınım, Evrensel İstatistik ve Weyl Açılımı

Barış Pekerten

Sabancı Üniversitesi, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi

Özet: Kuantum bilgisayarların ve birçok yeni devre elemanının temeli olmaya aday olan topolojik süperiletkenlerin deneyde ayırdedici şekilde gözlemlenmesi, son yılların açık ve önemli sorularından biridir. Topolojik süperiletkenlerin kenar halleri, kendisinin antiparçacığı olan ve nonabelyen heryon(*) özelliği gösteren Majorana fermiyonları taşıyabilmektedir. Bu süperiletkenlerde taban seviyesinin fermiyon paritesindeki bu geçişlerin uzun kablo limitinde Majorana fermiyonlarının varlığına işaret ettiği bilinmektedir.

Çalışmalarımızda deneysel önemi olan, düzensizlik içeren, sıfır, bir ve iki boyutlu Rashba spin-orbit etkileşimli topolojik süperiletkenlerin parite geçiş ve taşınım özelliklerini inceledik. Çok kanallı düzensiz topolojik üstüniletken kablolarda sadece spektral bant açıklığının değil, taşınım bant açıklığının da kapanıp yeniden açılmasının topolojik geçişlere yol açacağını gösterdik. Bu konuda yaptığımız nümerik simülasyonların oluşturduğumuz teoriye bir uyum parametresine ihtiyaç olmadan oturduğunu gördük. Ayrıca yine düzensizlik içeren topolojik üstüniletkenlerde diğer harici parametrelere bağlı olarak (örneğin manyetik alan veya kimyasal potansiyel) parite geçişlerinin istatistiğini de inceledik. Sözkonusu parite geçişlerinin sistemin normal hal özellikleri tarafından açıklandığını gösterdik. Bu sistemlerde ortalama parite geçiş yoğunluğu formülünü Weyl açılımı yoluyla türettik. Bu geçişlerin dalgalanmalarının (altta yatan saçılımın ayrıntılarına ve sistemin geometrisine bağlı olarak) ortogonal Gauss, Poisson veya Poisson-altı olacak şekilde evrensel istatistikleri takip ettiklerini gösterdik.

(*) İngilizcesi: “non-Abelian anyon”. Negatif yüklü iyon anlamındaki “anyon”

(İngilizcesi: “anion”) ile karıştırılmamalıdır.

Yer : MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih : 10 Mayıs 2018 Perşembe, 15.00

Gauge Dependent Quenches and Self-trapped Droplets of Ultracold Atoms

Mehmet Özgür Oktel

Department of Physics, Bilkent University

Özet:

Experiments on ultracold atoms provide novel systems to explore many-particle physics. In this talk we will present our results on two separate systems which test the boundaries of well accepted theoretical models.

As the first model we consider a one dimensional ladder system under an artificial magnetic flux and investigate the dynamics of the atoms after a sudden change in the effective magnetic field. These ladder systems have recently been realized for both fermions and bosons, and current experiments have the ability to change the effective magnetic field much faster than the time scales of atomic motion in the lattice. We show that such a flux quench creates observable results which depend on the specific gauge choice. We then go on to explain this counter-intuitive result by highlighting the difference between a real electromagnetic field and the effective gauge fields used in cold atom experiments.

The second model we consider is the recently observed droplet phases of dipolar bosons. The long range and anisotropic nature of dipolar interaction generally make these systems unstable towards collapse. Over the last two years surprising experiments have revealed that small droplets of these gases can be stabilized by quantum fluctuations. In this novel equilibrium the inward pressure due to dipolar attraction is balanced by beyond mean field (Lee-Huang-Yang) compressibility. So far these systems have been considered only at zero temperature, however we show that the equilibrium is sensitive to not only quantum but also temperature fluctuations. We argue that recent experiments on Dysprosium and Europium are in the regime where temperature effects cannot be neglected and calculate the change in droplet shape with temperature.

Yer: MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih: 26 Nisan 2018 Perşembe, 15:00

Karanlık Maddenin Varlığının Göstergeleri

Emre Onur Kahya

İstanbul Teknik Üniversitesi, Fizik Mühendisliği Bölümü

Özet: LIGO-VIRGO gözlemevleri ile, 2017 yılında, nötron yıldızı çifti birleşimi sonucunda oluşan, gravitasyon dalgaları ve gamma ışığını gözlemledik. Karanlık maddenin olduğuna dair bilinen 4 temel gösterge bulunmaktadır. Bu gözlem ile karanlık maddenin var olması ile ilgili 5. bağımsız delilin varlığını yaptığımız çalışma ile gösterdik.

Yer : MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih : 12 Nisan 2018 Perşembe, 16.30

DNA hibridizasyon dinamiği ve termodinamiği: Bir Bose- Einstein yoğuşması mı?

Alkan Kabakçıoğlu

Koç Üniversitesi, Fizik Bölümü

Özet: DNA erimesi biyofizik alanında istatistiksel fizik araştırmalarına konu olmuş ilk olgulardan biridir. Eşlenik DNA zincirlerinin erime/birleşme faz geçişinin doğası 60’lı yıllardan bu yana tartışılagelmiş bir problemdir ve ancak 2000’li yıllarda tatmin edici bir yanıt bulmuştur. Yakın zamanda bu sistemi uçları rotasyonel olarak sabitlenmiş ve halka/plazmid DNA yapıları için yeniden ele aldık. Bu alanda en çok kabul gören kuramsal model olan Poland-Scheraga modelini genelleştirerek elde ettiğimiz hibridizasyon davranışının uçları serbest DNA’dan nitelik olarak farklı olduğunu gözledik. Sözkonusu faz geçişi klasik Bose-Einstein yoğuşmasına (BEC) matematiksel olarak eşdeğer bir yapı sergilerken, BEC’nin aksine yoğuşma (burada makroskopik bir dehibridizasyon bölgesinin ortaya çıkması) düşük değil yüksek sıcaklık fazına karşılık gelmektedir. Bu bulguları tartıştıktan sonra bir süredir incelemekte olduğumuz saç tokası (hairpin) yapılarında hibridizasyon dinamiği ve dinamik ölçeklenme davranışı üzerine araştırma sonuçlarımızı da paylaşarak DNA/RNA moleküllerinde sarmal yapının sadece termodinamik değil dinamik özellikler açısından da kritik bir bileşen olduğunu göstereceğim.

Yer: MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih: 05 Nisan 2018 Perşembe, 15:00

Newton-Cartan ve Hořava-Lifshitz Kütleçekim

Teorilerinde Ölçek Değişmezliği

Utku Zorba

İstanbul Teknik Üniversitesi, Fizik Mühendisliği Bölümü

Özet: Son yıllarda göreli olmayan geometriler katıhal sistemleri ve göreli olmayan holografi uygulamalarında karşımıza çıkmaktadır. Bu konuşmada

öncelikle Newton-Cartan geometrisi ve kütleçekimine kısa bir giriş yapılacak, ardından grup teorik olarak Bargmann, genişletilmiş Bargmann (scale extended) ve Schrödinger cebirlerinin lokalizasyonu ile NewtonCartan kütleçekimi ve burulmalı Newton-Cartan kütleçekimi ilişkisi irdelenecektir. Sonuç olarak ise göreli olmayan tensör kalkülüs yöntemi (nonrelativistic tensor calculus) kullanılarak yerel ölçek değişmezliği ve yerel Schrödinger değişmezliği arasındaki ayrım açıkça gösterilerek, z = 2 durumu için Hořava-Lifshitz kütleçekiminin yerel ölçek simetrik ve yerel Schrödinger

simetrik durumları tartışılacaktır.

Yer: MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih: 22 Mart 2018 Perşembe, 15:00

Diferansiyel Denklemlerde Lie Simetri Cebirleri ve Analitik Çözümler

Cihangir Özemir

İstanbul Teknik Üniversitesi, Matematik Mühendisliği Bölümü

Özet: Diferansiyel denklemlerin çözüm uzayını değişmez bırakan dönüşüm gruplarının elde edilmesi, analitik çözüm yöntemleri oldukça kısıtlı olan doğrusal olmayan denklemlerin analizinde en etkin sistematik araçlardan biridir. Bu dönüşüm grupları ve ilişkili simetri cebirlerinin kullanılmasıyla bir kısmi diferansiyel denklemin değişken sayısının azaltılması ve yeterince zengin bir simetri cebiri varsa adi diferansiyel denklemlere indirgenerek tam çözümlerin bulunması mümkündür. Diferansiyel denklemlerin simetri grupları dikkate alınarak sınıflandırılması ise matematiksel açıdan, genel bir denklem sınıfına ait, belirli simetri cebirlerine sahip denklem ailelerinin belirlenerek ayırt edilmesi imkanını verdiği için ilginç bir problemdir. Elde edilen cebirler, bu ailelerin temsilci denklemlerinin grup-değişmez çözümleri için de yol göstermektedir.

Bu konuşmada iki denklem sınıfı için bahsedilen yaklaşımlar ile elde edilen sonuçlar sunulacaktır. İlk olarak, dört boyutlu Lie cebirine sahip olan değişken katsayılı kübik-kuintik Schrödinger denklemleri için adi diferansiyel denklemlere indirgemeler üzerinde durulacaktır. Sonrasında da, sonsuz boyutlu Lie cebirine sahip Davey-Stewartson denklem sistemi için literatürde mevcut olan sonuçların denklemin değişken katsayılı olarak ele alınması durumunda ne ölçüde geçerli olduğu sorusunun cevabı verilmeye çalışılacaktır.

Yer : MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih : 15 Mart 2018 Perşembe, 15.00

Gama Dedektörü Çalışmaları

Taylan Yetkin

Yıldız Teknik Üniversitesi, Fizik Bölümü

Özet: Parçacık ve madde etkileşmelerini kullanarak yapılan dedektörler hem temel bilimlerde yapılan araştırmalarda hem de teknolojik birçok uygulamada karşımıza çıkmaktadırlar. Bu konuşmada parçacıkların madde ile etkileşmeleri, gama dedektörlerinin yapısı ve çalışma ilkeleri üzerine kısa bir giriş yapılacaktır. Ardından, Almanya’da yapımı devam eden FAIR/GSI merkezinde kullanılacak olan DEGAS Gama Zırhlama Dedektörleri üzerinde grubumuzun yapmış olduğu tasarım, veri alımı ve analizi çalışmaları anlatılacaktır. Konuşmanın son bölümünde ise sağlık ve savunma alanlarında kullanılmak üzere geliştirdiğimiz diğer gama dedektörleri tanıtılacaktır.

Yer: MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih: 08 Mart 2018 Perşembe, 15:00


Genel Göreliliği Kuvvetli Kütle Çekimi Alanlarında Modifiye Etmek

Fethi Mübin Ramazanoğlu

Koç Üniversitesi, Fizik Bölümü

Özet: Bu konuşma alternatif kütle çekimi teorilerinin genel bir özetiyle başlayıp kütle çekimi dalgalarıyla yakından ilişkili bazı spesifik teorilerin incelenmesiyle devam edecek. Mevcut bütün deneyler Einstein’ın genel görelilik teorisiyle uyum içinde, ancak bu testlerin hemen hepsi zayıf kütle çekimi alanlarında gerçekleştirilebiliyor. Kütle çekimi dalgalarının gözlemlenmesi ile artık kuvvetli ve dinamik alanlarda da kütle çekimini inceleyebiliyoruz, ancak dedektörlerin sınırlı hassasiyeti nedeniyle ölçümlerimizin hata payları oldukça yüksek. Bu iki kısıtlama herhangi bir alternatif kütle çekimi teorisi için önemli iki sonuç doğuruyor: bir yandan mevcut deneylerle uyum zorunluluğu teorinin zayıf alanlarda genel görelilikten çok az sapmasını gerektiriyor, öte yandan ise herhangi bir teorinin tamamen kağıt üstünde kalmaktan çıkıp gözlemlerle irtibat kurabilmesi için kuvvetli alanlarda genel görelilikten büyük sapmalar vermesi önemli. Bu iki şartı bir araya getirmek zor gibi görünse de skaler-tensör teorilerin bir alt kümesi olan kendiliğinden skalerleşme (spontaneous scalarization) teorileri bu konudaki teorik başarılarıyla son yıllarda önemli miktarda ilgi gördüler. Bu teorilerde skaler-tensör teorinin skaler alanı, nötron yıldızları civarındaki yüksek kütle çekiminde kendiliğinden büyüyerek genel görelilikten çok büyük sapmalara sebep olmakta. Teori, uzay zamanın geri kalan kısımları için mevcut bütün testlerde genel görelilikle aynı sonuçları vermektedir. Konuşmamın ana kısmında skalerleşme fenomeninin aslında bir çok tensör alan için geçerli olan çok daha genel bir mekanizmanın özel bir durumu olduğunu göstereceğim. Bu mekanizma kendiliğinden skalerleşmeye göre çok daha genel bir alternatif kütle çekimi teorisi ailesinin, kendiliğinden tensörleşmenin, varlığını göstermesinin yanında Horndeski teorileri, kütleli kütle çekimi (massive gravity) ve kozmoloji alanlarına da bağlantılar sunmaktadır.

Yer : MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih : 01 Mart 2018 Perşembe, 15:00

Gravitational Interaction at Cosmological Scales: From Newton to Yukawa

Alexander Zhuk

Odessa I.I. Mechnikov National University and Istanbul Technical University

Abstract: Cosmic structures (e.g. galaxies, group and clusters of galaxies) are formed due to gravitational interaction. In the weak field approximation this interaction is defined by the gravitational potential. In General Relativity, the equation for the gravitational potential is determined by the theory of perturbations. For cosmological models it is necessary to take into account the dynamical nature of the background geometry (which is usually taken in the form of the Friedmann metric). Since the energy density of the matter depends on metric, we show that the gravitational potential at cosmological scales satisfies the Helmholtz type equation, rather than the Poisson equation. Therefore, it has the Yukawa potential form. The Yukawa interaction range is time dependent and is of the order of 3700 Mpc at the present time. At small distances from an inhomogeneity (e.g. a galaxy), it has the Newtonian limit. Our approach works at all cosmological scales and incorporates linear and nonlinear effects with respect to energy density fluctuations.

Yer: MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih: 14 Aralık 2017 Perşembe, 15:00

Nonlinear Spectral Singularities

Hamed Ghaemi

Department of Physics, Koç University

Abstract: The nonlinear spectral singularity arising from a Kerr nonlinearity is explored in [Phys. Rev. A 87, 063838 (2013)]. This reference studies the effect of nonlinearity in lasing condition and shows that Kerr nonlinearity with spectral singularity for a normally incident wave provides an

explanation of lasing at gain coefficient g. Lasing occurs when it exceeds threshold gain g_{0}. For oblique waves, Ref. [Phys. Rev. A 91, 043804 (2015)] looks at the behavior of threshold gain coefficient g_{0} which is given by the condition that there is a linear spectral singularity. In [J. Opt. 19, 105601 (2017)], we investigated imposing the condition of the existence of nonlinear spectral singularity in the TE/TM modes of a mirrorless slab of gain materials and studied the θ-dependence of intensity.

Yer : MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih : 7 Aralık 2017 Perşembe, 15:00

3-Boyutlu Hiperbolik Uzaydaki Legendrian Düz Dual Yüzeyler Hakkında

Handan Yıldırım

İstanbul Üniversitesi, Matematik Bölümü

Özet: [1]'de verilen Kentaro Saji ile ortak olan bir çalışmaya dayanan bu konuşmada, 3-boyutlu hiperbolik uzay ve 4-boyutlu Lorentz-Minkowski uzayında bir φ∈[0,π/2] parametresine bağlı olan sözde-hiperkürelerin 1-parametreli aileleri arasındaki genişletilmiş Legendrian dualiteleri kullanarak; 3-boyutlu hiperbolik uzaydaki Legendrian düz dual yüzeylerle uğraşırız. 3-boyutlu Öklid uzayındaki bir yüzeyin Gauss dönüşümü için olan duruma benzer bir şekilde; 3-boyutlu hiperbolik uzaydaki bir yüzeyin düzlüğü, onun Legendrian dualinin düzlüğüyle tanımlanır. Bu konuşma boyunca, Legendrian dualin φ ye bağlı olan dual sözde-hiperkürede bir uzaysal eğri olduğu durumla ilgileneceğiz. Ayrıca bu yüzeylerin singüleritelerini ve singüleritelerin dualitelerini inceleyeceğiz.

[1] K. Saji, H. Yıldırım, Legendrian dual surfaces in hyperbolic 3-space, Annales

Polonici Mathematici 115 (2015), no. 3, 241-261.

Yer: MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih: 30 Kasım 2017 Perşembe, 15:00

Ayar/Liouville Üçlemesi: ABCDEFG

Can Kozcaz

Boğaziçi Üniversitesi, Fizik Bölümü

Özet: Ayar/Liouville Üçlemesi ilk olarak A1 grubu için ortaya atıldı. Sicim kuramı içinde, Alday-Gaiotto-Tachikawa hipotezi için fiziksel bir ispat verilmiş oldu. Daha sonra bu üçleme ADE gruplarına genelleştirildi ve yüzey operatörlerinin sınıflandırılması için kullanıldı. Bu konuşmada, bu programın nasıl BCFG gruplarına genelleştirileceği anlatılacak. ADE'den farklı olarak Langlands ikiliğinin önemi vurgulanacak.


Yer: MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih: 16 Kasım 2017 Perşembe, 15:00

Sicim Kuramı, Çift Alan Teorisi ve Düalite Bükülmeli Kompaktifikasyonlar

Aybike Özer

İTÜ, Matematik Mühendisliği Bölümü

Özet: Bu konuşmada Tip II sicim kuramının T-düalite kovaryant formülasyonu olan Çift Alan Teorisinden bahsedeceğiz. Bu formülasyonda, sicim kuramındaki alanlar standart uzay-zaman koordinatlarının yanısıra sicim dolanım modlarıyla ilintili koordinatlara da bağlıdır. Koordinatların ikiye katlanmasıyla açığa çıkan Spin(d,d) düalite grubu Scherk-Schwarz tipi kompaktifikasyonlara olanak verir. Bu konuşmada, hem bu tip kompaktifikasyonlardan, hem de Çift Alan Teorisi formülasyonunda ortaya çıkan ve Hithin’in genelleştirilmiş geometri programıyla ilintili olan geometrik yapılardan bahsedeceğiz.

Yer: MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih: 09 Kasım 2017 Perşembe, 16:30

Enerji momentum tensörü kuvvetlendirilmiş gravitasyon (EMPG) kuramı

Nihan Katırcı

İTÜ, Fizik Mühendisliği Bölümü

Özet: Standard kozmolojik model (ΛCDM), içinde yaşadığımız evrenin evrimini oldukça başarılı bir şekilde tarif etmektedir. Genel görelilik üzerine kurulu olan bu modelde, evrenin günümüzdeki hızlanarak genişlemesi çok basit bir şekilde kozmolojik sabitin varlığıyla açıklanabilmektedir. ΛCDM'nin başarısına karşın niçin hala Λ'ya alternatif kaynaklar (karanlık enerji) ya da genel göreliliğe alternatif gravitasyon kuramları çalışıldığına değineceğiz. Daha sonra, Einstein-Hilbert eylemine enerji momentum tensörünün α(T_μνT^μν)^η biçiminde eklenmesiyle inşa edilen yeni bir gravitasyon kuramı (EMPG) tanıtacağız. Bu gravitasyon kuramını kullanarak standart kozmolojinin bazı problemleriyle karşılaşmadan gözlemlerle uyumlu bir kozmolojik model kurmanın mümkün olduğunu göstereceğiz. Modeldeki parametreler (α,η)'ya kozmolojiden ve nötron yıldızı fiziğinden koyduğumuz kısıtlardan bahsedeceğiz.

Yer: MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih: 02 Kasım 2017 Perşembe, 15:00

Kütle aktarımı altındaki nötron yıldızları ve yıldız kütleli karadeliklerden gözlenen X-ışınlarındaki yüksek frekanslı salınımlar

M. Hakan Erkut

İTÜ, Fizik Mühendisliği Bölümü

Özet: Güneş sistemi dışındaki ilk kozmik X-ışın kaynağı Scorpius X-1’in 1962’deki keşfinden beri, çift yıldız sistemlerinde kütle aktarımı altındaki nötron yıldızları ve yıldız kütleli karadelikler yüksek enerji astrofiziğinde uzun süredir devam eden aktif araştırma konularının başında gelir. Rossi X-ray Timing Explorer isimli X-ışın gözlemevinin fırlatılmasını izleyen üç yıl içinde, düşük kütleli X-ışın çiftlerindeki (LMXB) nötron yıldızları ve karadeliklerin gözlenen X-ışın güç tayflarında yüksek frekanslı salınımlar keşfedilmiştir. Tipik bir LMXB, bir güneş kütlesinden daha düşük kütleye sahip, Roche lobunu doldurmuş geç tipte normal bir yıldızın kütle aktardığı zayıf manyetik alana sahip bir nötron yıldızı ya da yıldız kütleli karadelik içerir. Yüksek frekanslı salınımlar, nötron yıldızı içeren LMXB’lerde patlama salınımları, kilohertz yarı-periyodik salınımlar (QPO) ve milisaniye atımlardan meydana gelirken, karadelik içeren LMXB’lerde hektohertz QPO’lar olarak kendini gösterir. Bu konuşmada, galaksimizdeki LMXB kaynaklarından gözlenen yüksek frekanslı salınımların gözlemsel özellikleri kısaca özetlenecektir. Nötron yıldızı ve karadeliklerden gözlenen yüksek frekanslı QPO’lar üzerinde durulacak ve bu salınımların aşırı yoğun madde ve güçlü kütle çekim fiziği ile olası ilişkisinden bahsedilecektir. Son olarak, yüksek frekanslı QPO’ların, kütle aktarım diskinin yoğun cisme yakın en iç bölgesindeki global salınım modları ile modellenmesi anlatılacaktır.

Yer : MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih : 19 Ekim 2017 Perşembe, 15:00

Kuantum Kozmolojik Korelasyon Fonksiyonlarının Adyabatik Regülarizasyonu

Emine Şeyma Kutluk

Boğaziçi Üniversitesi, Fizik Bölümü

Özet: Bu konuşmada kozmolojik korelasyon fonksiyonlarındaki kuantum etkilerini ve bunların nasıl regülarize edildiğini ana hatlarıyla özetleyeceğim. Regülarizasyon şeması olarak adyabatik regülarizasyonu, bu şemayı kullanarak hesaplamış olduğumuz belirli kuantum etkileri üzerinden vurgulayacağım. Zaman elverirse bu bağlamda kozmolojideki kızılötesi sapmalardan ve yumuşak limit teoremlerinden bahsedeceğim.

Yer : MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih : 12 Ekim 2017 Perşembe, 15:00

Strolling Along Gauge Theory Vacua

Dieter Van den Bleeken

Physics Department, Boğaziçi University

Özet: We consider classical, pure Yang-Mills theory in a box. We show how a set of static electric fields that solve the theory in an adiabatic limit correspond to geodesic motion on the space of vacua, equipped with a particular Riemannian metric that we identify. The vacua are generated by spontaneously broken global gauge symmetries, leading to an infinite number of conserved momenta of the geodesic motion. We show these correspond to the soft multipole charges of Yang-Mills theory.

Yer : MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih : 5 Ekim 2017 Perşembe, 15:00

Emergence of non-abelian magnetic monopoles in a quantum impurity problem

Enderalp Yakaboylu

Institute of Science and Technology Austria

Özet: Recently it was shown that molecules rotating in superfluid helium can be described in terms of the angulon quasiparticles (Phys. Rev. Lett. 118, 095301 (2017)). Here we demonstrate that in the experimentally realized regime the angulon can be seen as a point charge on a 2-sphere interacting with a gauge field of a non-abelian magnetic monopole. Unlike in several other settings, the gauge fields of the angulon problem emerge in the real coordinate space, as opposed to the momentum space or some effective parameter space. Furthermore, we find a topological transition associated with making the monopole abelian, which takes place in the vicinity of the previously reported angulon instabilities. These results pave the way for studying topological phenomena in experiments on molecules trapped in superfluid helium nanodroplets, as well as on other realizations of orbital impurity problems.

Yer : MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih : 9 Ağustos 2017 Çarşamba, 15:00

Magnetarların Yüksek Enerji ve Zamanlama Özellikleri

Sinem Şaşmaz

İstanbul Teknik Üniversitesi

Özet: Yıldız evriminin son aşamalarından biri olan nötron yıldızları şiddetli manyetik alanları, yüksek yoğunlukları ve dönme hızları ile astrofiziğin en ilginç çalışma alanlarından biri olmuştur. Bu nesnelerin uzun süreli ve çeşitli dalgaboylarındaki gözlemleri sayesinde farklı sınıfları keşfedilmiştir. Magnetarlar da sergiledikleri karakteristik özellikleri ile nötron yıldızlarının fiziksel ve evrimsel davranışları ile ilgili yeni problemler sunmalarından dolayı ilgi odağı olmuşlardır. Bu konuşmada öncelikle magnetarların genel özelliklerinden bahsedilip, yüksek enerji gözlemleri sonucunda elde edilen ışınım ve zamanlama özellikleri tartışılacaktır.

Yer : MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih : 6 Nisan 2017 Perşembe, 15:00

Rölativistik Olmayan Uzay-Zamanlar ve Uygulamaları

Deniz Olgu Devecioğlu

İstanbul Teknik Üniversitesi

Özet: Bu konuşmada öncelikle Lifshitz ve Schrödinger uzay-zamanlarının özelliklerini ve rölativistik olmayan alan kuramları ile ilişkilerini özetleyeceğim. Konuşmanın ikinci kısmında rölativistik olmayan alan kuramlarının inşaası, holografik dualite ve Newton-Cartan arkaplanları ile bağlantıları tartışılacaktır.

Kısa Özgeçmiş: Deniz Olgu Devecioğlu lisans eğitimini ODTÜ Fizik bölümünde tamamladı. Doktora derecesini 2016 yılında ODTÜ Fizik bölümünden almıştır. Doktora sonrası çalışmalarını İstanbul Teknik Üniversitesi’nde sürdürmektedir.

Yer : MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih : 16 Mart 2017 Perşembe, 15:00

Preserving the Quantumness of Open Quantum Systems

Göktuğ Karpat

Sao Paulo State University (UNESP)

Özet: Quantum theory is undoubtedly a cornerstone of modern physics and one of the pillars of all natural sciences. Even though it is a century old, some of its counter intuitive features have been started to be exploited on a fundamental level, only for the last two decades, with the emergence of the quantum information science and quantum computation theory. Quantum algorithms and quantum communication protocol can offer tremendous advantage over their corresponding classical counter parts. However, quantum systems are extremely fragile in real world conditions as they tend to rapidly lose their characteristic features and become classical by uncontrollably interacting with their environment . Thus, a major challenge for the practical implementation of quantum protocols and algorithms is the development of reliable methods to retaliate or avoid the destructive effects of this system-environment interaction.

In this talk, we intend to briefly elaborate on our contributions in the literature regarding the development of new techniques to protect precious quantum mechanical features such as coherence, entanglement or more general quantum correlations, which serve as a resource for the quantum communication protocols and quantum algorithms. In particular, to this aim, we shall discuss the significance of decoherence-free subspaces, and non-Markovian memory effects emerging throughout the interaction between the open system and its environment.

Yer : MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih : 9 Mart 2017 Perşembe, 15:00

Weyl-gauged Higher Curvature Gravity Theories and the Spontaneous Generation of Masses of Particles

Suat Dengiz

MIT/CTP

Özet: In this talk, I will present the Weyl-invariant extension of generic n-dimensional higher curvature gravity theories and the corresponding symmetry-breaking mechanisms for (Anti-) de Sitter and Flat vacua. Here, we will see that the mere existence of (Anti-) de Sitter vacua spontaneously breaks the Weyl’s conformal symmetry in an analogous manner to the Standard model Higgs mechanism. As for flat vacua, the dimensionful parameter comes from the dimensional transmutation in Quantum Field Theories, and thus the gauge symmetry is radiatively broken at loop-level via the Coleman-Weinberg mechanism. From the tree-level unitarity of theories, we will show that the Weyl-gauged Einstein-Gauss-Bonnet theory is the only unitary Weyl-invariant quadratic curvature theory in n-dimension.

Yer : MSGSÜ Bomonti Binası, Fizik Bölümü

Tarih : 29 Aralık 2016 Perşembe, 15:00